Yenikapı parçası için içinde olduğum glissando ses arayışını avedifon enstrümanı ile çözebildim. Avedifon, alto saksafon ağızlığı, enstümanın gövdesini oluşturan PVC borular ve sesin büyümesini sağlayan bir yankılayıcı ile beraber 3 büyük kısımdan oluşuyor.
Bu enstrümanda çapları 1,75cm ve 1,5 cm olmak üzere iki farklı PVC boru kullandım. Bunun sebebi yukarda da bahsettiğim gibi elde etmek istediğim glissando sesti. Bu sesi birbiri içine geçmiş PVC borular sayesinde elde edebildim. Küçük çaplı olan borunun büyük çaplı olan borunun içinde kayabilmesiyle elde edilen farklı uzunluklar enstümanda farklı notalar elde edebilmemi sağladı.
Enstrümanı daha detaylı bir şekilde inceleyecek olursak;
İlk olarak karşımıza alto saksafon ağızlığı çıkıyor. Bunu seçmemin sebebi diğer enstrüman ağızlıklarına göre PVC borularla iç içe geçme ihtimalinin kesinlikle daha kolay olmasıydı. Bu konuda kararımı verdikten sonra, bu ağızlık ile gezdiğim çeşitli nalburlarda uygun olan PVC boru çapını seçtim. Üretim sürecinde karşılaştığım bir zorluk, standart PVC boruların çaplarının tam istediğim verimi vermemesi oldu. İnce olan borunun çapı tam istediğim kalınlıkta değildi ve kalınlaştırılması gerekiyordu. Bu sorunu basit bir şekilde boruyu bantlayarak çapını arttırmak suretiyle çözebildim.
Bir enstrüman inşa etmek, avedimbanın üretim sürecinde de fark ettiğim üzere otoregresif bir süreç. Yapım sürecinde önce amacım avedifonu bir flüt gibi tek eksenli br enstrüman yapmaktı. Fakat daha sonra yaptığım deneylerde anladığım üzere, küçük boruyu büyük borunu içinde oynatmak insan koşullarıyla imkansıza yakındı. Kol uzunluğum enstrümanın sesini rahatça kalınlaştırabilmem için yeterince uzun değildi. Bir tam dörtlü aralıktan oluşan mi, fa, sol, la notalarını elde etmeye çalışıyordum ve bu problemi çözmek için de borulara köşeler ekldim. Bu eklentilerle artık esntrümanı çalmak ve istediğim notaları çıkarabilmek mümkün oldu. Bant ile ince boruyu kalınlaştırınca da borular arasındaki hava sızıntısının da olabildiğince önüne geçebildim. Bu koşulların sağlanmasıyla deneysel bir süreç de başlamış oldu. Yaptığım bir çok denemeden sonra, elde etmek istediğim notalar için gereken boru uzunluğuna ulaştım. Enstrümanı çalanın işini kolaylaştırmak adına da borularda istediğim notaların denk geldiği yerleri belirleyip, onların üzerlerine çizgiler çektim.
Sonuç olarak avedifon ikinci oktavdan tam dörtlü bir aralığı verebilen ve çalındığında glissando yapılıp bu aralıklarda istenilen Hz değerini verebilen bir enstrüman oldu. Fakat son bir geliştirmeye de ihtiyacı vardı. Çıkan sesin şiddetini arttırmak gerekliydi. Bunun için de çözümüm beklediğimden daha da iyi bir performans veren enstrümanın sonuna basit bir alüminyum içecek şişesi koymak oldu.
Figure 2.1: Parçalar halinde ve monte edilmiş avedifon.
Figure 2.2: İçerideki boruyu ve nota çizgilerini de gösteren, parçalar halinde avedifon.